SIGMUND FREUD
Sigmund Freud ilk olarak tıp doktoru olarak görev yaptığı üniversite ortamında çalışmalarına başladı ve daha sonra psikiyatri alanında uzmanlığını tamamladı. Freud’un bugün bile yararlanılan ve paha biçilmez eseri olan konuşma tedavisi olarak bilinen “psikanaliz” adlı eseri psikolojik çalışmalar ve yorumlamalar adına vazgeçilmez bir eserdir.
Freud bu çalışmalarının yanı sıra rüya bilimi üzerine de çalışmalarda bulunmuş, bireyin bilinçaltı ile ilgili çalışmalar yapmış ve bilinçaltının oynadığı roller ve işlevleri hakkında tezler ortaya koymuştur. Freud oluşturduğu yapısal modeli 3 ana nokta ile bağlamıştır. Bu yapısal modelin üç temel bileşeni vardır: Bireyin kimliği, Egosu ve Süper egosu.
Freud’un teorisine göre, bireyin kimliği, egosunu ortaya çıkarabilmesi ve kendini anlayabilmesi adına ve bireyin zamanla kişiliğindeki Süper-Egonun ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır.
Freudyen Rüya Analizi
Freud, rüyaların bireyin bastırılmış duygularının sıyrılmasıyla ortaya çıktığını düşünmektedir. Bu nedenle, rüyaların bir nevi bireyin ruhunda meydana gelen çatışmaların göstergesi olduğu söylenebilir.
Freud rüyalar çözmek ve yorumlamak adına, zihnin baz alındığı serbest çağrışım adı verilen tekniğin kullanmıştır.
Serbest çağrışım tekniği, hayalperest düşünce ve duyguları üretenin rüyalar değil, doğrudan bireyin kendi zihni olduğunu savunur.
JUNG
Çok değerli düşünür Jung da, Sigmund Freud gibi çalışmalarına üniversite ortamında başlamış, daha sonra bu çalışmaları geliştirip özellikle rüya yorumlamaları üzerine tezlerde bulunmuştur. Jung insanın özellikle manevi yönlerini keşfetmek ile ilgili hassas çalışmalarda bulunmuş, insan beyninin göremediği noktaları görme konusundaki yüksek kapasitesini gözler önüne sermiştir. Jung, insan psikolojisi, bilinçaltı ve rüyaları ile ilgili teoriler üretmiş; ürettiği bu teorilerin de kaybolup değersizleşmesinden korkmuştur.
Temel olarak, Jung’un görüşüne göre, Freud, bilinçaltını aslında tüm “ahlak dışı” dürtüleri baskı altında tutan olumsuz bir güç olarak tanıtmış ve teorisini bu şekilde geliştirmiştir. Bunun aksine Jung ise, bilinçaltını bireye bilgelik vermek için tasarlanmış bir hediye olarak düşünmüş ve bu şekilde tanımlamıştır. Jung’a göre, rüyalar ile ilgili yorumlamalarda bulunmak için bilinçaltı önemli ve vazgeçilmez bir ögedir.
Jung’un Kolektif Bilinçaltı Kavramı
Jung rüya yorumu en önemli teorilerden biri olan kolektif bilinçaltı kavramı, her insan tarafından paylaşılan ama bilinçsiz düzeyde akılda tutulan sembollerin bir koleksiyon olduğuna inanılmaktadır.